Eşen Köyü Tarihi

Eşen Köyü

TAVŞANLI

Tavşanlı Yöresi; İç Ege Bölgesinde Tavşanlı ve Tavşanlı'ya bağlı 19 köy ve iki Beldenin bulunduğu yöredir. 39 ° 35 ' -39 ° 46 ' kuzey enlemleri ile 29 ° 15 ' -29 ° 30 ' doğu boylamları arasında yer alır. Asayiş yönünden; Cumhuriyet Döneminde Tunçbilek Karakol Komutanlığı'nın, Osmanlı Döneminde Derbent Köyünde kurulu Derbent Teşkilatının yetki ve sorumluluk bölgesini büyük ölçüde kapsamaktadır. Alfabetik sıraya göre köyler ve beldeler; Artıranlar Köyü, Beye Köyü, Bozbelen Köyü, Burhan Köyü, Demirbilek Köyü, Derbent Köyü, Elmaağacı Köyü, Eşen Köyü, Gürağaç Beldesi, Hamidabat Köyü, Karakaya Köyü, Kayaarası Köyü, Kızılçukur Köyü, Köprüçek Köyü, Köseler Köyü, Merkezyeniköy, Nusratlar Köyü, Ömerler Köyü, Şapçı Köyü, Tunçbilek Beldesi, Yörgüç Köyü'dür.

TAVŞANLI YÖRESİNİN TARİHİ

OSMANLI'DAN ÖNCEKİ DÖNEM

Yöredeki en eski arkeolojik buluntular Kalkolitik Döneme (M.Ö. 5500-3500) ait olup, Tunçbilek GLİ Linyit üretim sahasında bulunmuştur. Tavşanlı'ya bağlı yöre yakınındaki Kayı Köyde bulunan ilk Tunç Çağa ait Truva çanak-çömlekleri ile yine Orta Tunç Çağa (Truva V. Dönemine ait) Anadolu Minyas Seramiği Tavşanlı'da bulunmuştur. Hitit Dönemine ait (M.Ö. 2000) yöre köyü Derbent'te ki Asarlık Tepesi'nin (Hisarlık Tepesi) Hitit kale kalıntıları olabileceği hakkında bilimsel yayınlar mevcuttur. Frigyalılar dönemine ait (M.Ö. 1200-676) yöredeki Sorkun Boğazı'nda Deliktaş (Kaya Mezarı), Tavşanlı-Harmancık Karayolunun kenarında tüm heybetiyle durur. Roma Dönemine ait (M.Ö. 129-395) Beyköy altında Roma mezarlarının olduğu bilinmektedir. Bizans Dönemine ait pişmiş kilden lahitler, yöre sözlü kaynakların ifadelerine göre 'cicikli' (süslü) 'gözel' (güzel) yazılı tabletler bulunur. Yazıların Kur'an yazısı olmadığı, yazı veya haç işaretlerinin oyma olduğu bildirilmektedir. Bizans Dönemine ait buluntular Derbent, Demirbilek ve Merkezyeniköy'ün arazisinde en az beş değişik yerde bulunmaktadır.

OSMANLI DÖNEMİ TARİHİ

Yörenin bir bölümü, 1326 yılında (Orhangazi Döneminde) Osmanlı idaresine geçmiş, diğer bölümü önceleri Germiyan Beyliği toprağı iken, Yıldırım Beyazıt'ın Germiyan Beyi'nin kızı Devlet Hatun ile evliliği sonucu çeyiz olarak Osmanlı idaresine katılmıştır. Devlet Hatun'un türbesi Bursa'da Gökdere Bulvarı'ndan İncirli Caddesine girişte sağdadır. Yöre Osmanlı Döneminde Karesi (Balıkesir), Hüdavendigar (Bursa) Kütahya vilayetinin birbirine bağlı olduğu yol güzergahı üzerindedir. Yazılı ve sözlü kaynaklara göre Keles ve Domaniç ilçelerinden; Balıkesir ve Bergama'ya olan konar-göçer güzergahı bu yöredeki Derbent Köyü üzerinden geçer. Bu nedenle II. Murat ve Fatih Döneminde tüm Osmanlı topraklarında geçit yerlerinde kurulan derbent teşkilatları gibi Derbent köyünün bulunduğu yerde de kule yapılıp, asayiş ve yol güvenliği temin edilmiştir. Yöreye, konar-göçerlerin ilk iskanları, Alperenlerin (Dedelerin) tekke ve zaviye kurduğu yerlerde olmuştur. Kızılçukur Köyü II. Murad döneminde bu şekilde kurulan köylerdendir. 1487 tarihli Hüdavendingar Livası Tahrir Defterleri (TD:23) kayıtlarına göre, mukataaya bağlanmış Aydın Yörükleri'nin yöreye iskan olduğu ve yöredeki Ömerler Köyü'nde merler Köyü'nde ıldığı ve birçok köyde mukataalı yörük olarak toprağa bağlandıkları görülmektedir. Bu dönemden sonraki dönemde Bozulus Türkmenleri'nin Diyarbakır taraflarından gelerek Anadolu Yörükleri (Kütahya, Aydın, Bursa) adını aldığı, yöre ve yöreye komşu Orhaneli, Keles Domaniç'te bir çok köy kurduğu yazılı kaynaklarda bulunmaktadır. 1530 tarihli Muhasebe-i Vilayeti Anadolu Defterlerinde birçok yöre köyünün kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Bu köylerin bir kısmı bugün bilinemeyen sebeple bulunmamaktadır. İncelenen yörenin bağlı olduğu Anadolu Vilayeti merkezi 1451 yılında Ankara'dan Kütahya'ya taşınmıştır. 17 Sancağı (Liva) olan Anadolu Vilayeti'ne bağlı sancaklar; Merkez Sancak Kütahya, Saruhan (Manisa) Aydın, Menteşe (Muğla), Teke (Antalya), Alaiye (Alanya), Hamid (Isparta), Karahisar-ı Sahib (Afyon Karahisar), Sultanönü (Eskişehir), Hüdavendigar (Bursa), Karesi (Balıkesir), Biga (Çanakkale), Koca İli (Kocaeli), Bolu, Kastamonu, Kengiri (Çankırı) ve Ankara sancaklarıdır. 396 yıl Kütahya; Anadolu Vilayeti merkezi olarak kalmış, yeni bir yönetsel düzenlemeyle Kütahya sancağı 1847 yılından itibaren 61 yıl süre ile Hüdavendigar (Bursa) Vilayetine bağlanmış, 1908 yılında bağımsız sancak olmuştur. Yerleşik hayata geçmeyen konar-göçerler (yörükler) yaylakları ile kışlakları arasında belirli bir güzergahta göçerler ve yaşarlardı. Hıdırellezin onbeşinden itibaren yaylaya göçederler, bulundukları yerin iklimine göre sonbahardan itibaren en geç kasımın onbeşine kadar kışlaklarına dönerlerdi. 18. yüzyıl başlarından itibaren imparatorluğun geniş topraklarını kaybetmesinden sonra, Anadolu'ya gelen göçmenlerin ve konar-göçerlerin iskanıyla, bozulan ekonomik düzenin düzeltilmesine çaba gösterilmiştir. Bu yolla Osmanlı ülkesinde kasaba ve şehirlerin yiyecek ihtiyacı temin edilecek, yeni toprakların tarıma açılması, ülkenin şen ve abadan olmasını sağlayacaktı. 1725 yıllarından itibaren ülkede düzenin sağlanması için, başıboş konar-göçerlerin işlevini yitirmiş derbentlere iskan edilerek ziraate başlatılmaları ile birlikte geçit ve yolların güvenliğinin bu derbentlerde iskan edilenlere yaptırılması bir başka iskan metodu olarak geniş ölçüde uygulandı. Yüz yıl kadar süren bu yeni derbent teşkilatlanmasının görevini yerine getiremez hale gelmesiyle, Tanzimat Döneminden itibaren (1839 yılından sonra), derbent teşkilatları kaldırılıp, bu görev Zaptiye Teşkilatına bırakıldı. Son iskanlar II. Abdülhamit döneminde, İskan Komisyonları aracılığıyla yapıldı. Yörede son dönem iskanlara örnek; Söğüt'e bağlı Karakeçili Aşireti Karakaya obasının, Karakaya Köyü'ne ve Kızılkeçili Aşiretine mensup yörüklerin Hamidabat Köyü'ne iskan edilmeleridir.

EŞEN KÖYÜ

Köy,Eşenli adında bir yörük oymağı tarafından kurulmuştur.Köylerin kuruluş efsanelerine bakıldığında köyün kurucusu İsa(Ese)adında biridir.Rivayete göre; İsa,Musa ve Köse üç kardeştirler.Bunlardan İsa Eşen'e,Musa Nusratlar'a,Köse de Köseler'e yerleşmiştir. Osmanlı döneminde Hüdavendigâr Livası Adranos kazası (Orhaneli) ve Harmancık nahiyesine bağlı olarak kalmıştır.1530 yılı kayıtlarında köyün ismi "Aşan" şeklinde yazılmıştır.Aynı yıllarda köy,8 hanedir.1944 veya 1946 yılında Tavşanlı'ya bağlanmıştır. 1927 yılında köyün nüfusu 338'dir.Milli Mücadele yıllarında köyden 5 kişi Yunanlılarca dövülmüş,2 kişiye de hapis cezası verilmiştir.Yunanlılar köye toplam 59.498 lira zayiat verdirmişlerdir. Köyün sınırlarında ; Düz Çam ,Yanık, Fındıcak, Kızılpınar, Kıran, Karakuz, İnağzı, Türkmen vb. gibi dağ ve tepeler bulunur.Yine köyün sınırları içersinde Kileder, Kovalca, Soğukpınar, Değirmen deresi ve Kızılpınar Dereleri akmaktadır. Kovalca, Gencer ve Kileder köyün yaylalarıdır. Köyde ; Kıran Dedesi,Ardıç Dede,Gencer Dedesi ve Dede altı Dedesi yatırları bulunur. 2000 yılı itibarıyla köyün nüfusu 'dir.Köyün Tunçbilek'e uzaklığı 24 km,Tavşanlı'ya uzaklığı 29 km, Kütahya olan uzaklığı ise ; 72 km.dir.

SÜLALELER

Tarihten günümüze kadar yaşamış ve yaşayan topluluklar bir isimleri ile anılır. Örneğin filan aşiret, filan kabile, veya sülale gibi. Köyümüzde de sülalelerin elbette geldikleri yere göre, yaşayış biçimlerine göre, olumlu-olumsuz namlarına göre, adlarına göre veya lakaplına göre doğal olarak isimleri var. Köyümüzün kurulduğu zamandan bu tarafa kaç sülalenin gelerek köyümüze yerleştiği, hangi sülalenin nereden geldiği hakkında elimizde tam bir bilgiye ulaşılamadığından, soyadı kanununun verilmesiyle soy isimlerine göre günümüze kadar intikal etmiş sülaleleri rakamsal olarak ortaya çıkarmış bulunmaktayım. Buna göre başta köyümüzde olmak üzere başka yerlerde de ikamet eden şu anda (15) sülalenin olduğunu tespit ettim. Bunların içerisinde unutmuş veya atlamış olduğumuz sülaleler olabilir, Merak eden, bu konularla ilgili veya alakalı olan hemşehrilerimiz varsa görüşerek bilgilerinden faydalanabilirim. Ayrıca sülalesinin kim olduğunu hangi Türk boyundan olduğunu ve nereden geldiğini gerçekten bilen hemşehrilerimiz de bana yazar gönderirse aynen yayınlanır.

SÜLALELER SOYADLARI
 HALİLAĞALAR: TÜRKMEN,TOHUM,KAYA,TARBİN, UÇAR,ÖZDEMİR,ÇAVLI,TEKİN,BUCAK,TUZ
CALİKLAR: DOĞAN,ÜLKER, DİN, AKIN
ÜMMETLER: ÜZÜM,SADIM,DİPLİ,SEFER
BALCILAR: ASLAN,TEMEL
MAHMUTLAR: KAZAN,TATLI,KALIN, YUMUŞAK,SADIK,TABAN, ÖZALTIN,ÇAKIR,KAYIK
KAYALILAR: KAYA KÖSELER KÖYÜ nden gelme
SAKALLAR: SALIN,KELEŞ,AYDIN
HATIPLAR: KIZIL,ŞİMŞEK,TOKMAK,AŞIK,TUTAM,CALI
İMAMLAR: ESKİ
İBİŞLER: GÜNGÖR
ARAFALILAR: SOLUK,ALIÇ
TAHİRLER: ALTIN MERKEZ YENİ KÖY den gelme
KADİRAĞALAR: ASA, SAKİN
YETİMLER: SEVİNÇ ,BULUT
PAŞALAR: KEKİK
BULUT: KOPTER AHMET KAYIK IN EVİNİM KARŞISINDAKİ VE CELALETTİN BULUT UN EVİDİR
SERT: DURSUN ÜZÜMÜN ESKİ ENİNİN ÖNCEKİ SAHİBİ EMİN SERT TİR
KALIN: SOMA VE TAVŞANLI YA TAŞINMIŞTILAR
AYDOĞDU: KAVAKLI PINARININ KARŞININDAKİ EV KAZIM AYDOĞDU NUN EVİDİR
AKIN: HASAN AKIN AKİF ALTIN VE FEDDAH TÜRKMEN 'İN KAYIN BABASIDIR
YILDIZ: AHMET YILDIZ (AZİZ AHMET HOCA) TAVŞANLI' DA İKAMET ETMEKTEDİR